Estetik Ameliyat mı? Sağlık Sorunu mu?

Merhabalar,

Size 6 ay önce bugün geçirdiğim son ameliyatımdan bahsetmek istiyorum. 21 Nisan 2017 tarihinde Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde “göğüs küçültme” (redüksiyon mamoplasti) ameliyatı oldum. Aslında bu deneyimi paylaşıp paylaşmamak konusunda çok kararsızdım. Ameliyatın niteliğinden dolayı biraz çekimser kaldığımı söyleyebilirim, fakat her şeyden önce bu durum bir hastalık ve ülkemizde bu hastalıktan muzdarip birçok kadın var. Bu nedenle belki fikir edinmeye ihtiyacı olan birileri yazdığım yazı sayesinde bazı sorularını açıklığa kavuşturabilirler diye düşünüyorum.

Anlatmaya ilk baştan başlayayım:

Uzun yıllardır aslında pek kimsenin bilmediği ancak benim sıkıntısını fazlasıyla çektiğim bir durumum vardı. Bu da, normalin üzerinde büyük göğüslere sahip olmam. 2 metre 15 cm boyunda bir kadın olarak elbette vücudumun bütün uzuvları boyumla doğru orantılı. Fakat son yıllarda göğüslerimin ölçüsü artık taşıyamayacağım, benim canımı yakan bir boyuta ve şekle ulaşmıştı. Ayrıca bende pek fazla kadında görülmeyen, “polimasti” adı verilen -sağ koltuk altında kitle şeklinde oluşmuş ve yıllar içerisinde büyümüş- üçüncü bir meme dokusu da vardı. Ve ne yazık ki bu durum, özellikle son yıllarda oradaki şişkinlik çok arttığı için, fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da beni etkiliyordu. Dışarıdan bakıldığında belli oluyordu ve ben de bunu saklayabilmek adına kıyafetlerimi ona göre seçmek zorunda kalıyordum. Bütün bu nedenlerden dolayı uzun süredir bu ameliyatı olmayı istiyordum ancak şartlar süreci bu yıla kadar uzattı.

Öncelikle söylemeliyim ki bu ameliyat Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi’nin uzmanlık alanı. Ben de birkaç aylık araştırmadan sonra, doktorum Sayın Prof. Dr. Sühan Ayhan’ın ismine ulaştım. Kendisi aynı zamanda Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden. Başarılarını ve hastalarının düşüncelerini de dikkate aldığımda kendisine güvenebileceğime inandım ve ilk muayene için Ankara’ya gittim. Bugüne kadar doktorlarımla ilgili yalnızca meslekî anlamda değil, kişilikleri anlamında da şanslı olduğumu düşünmüşümdür hep. Sühan hocam da yine aynı düşünceleri korumamı sağladı. Tedavi sürecim boyunca hiçbir zaman güleryüzünü, sıcakkanlılığını ve ilgisini eksik etmedi.

Yaklaşık iki saat süren bir ilk muayenenin ardından açıkçası pek de umutlu değildim. Göğüslerimde büyüklüğün yanısıra çok ciddi bir şekil bozukluğu da var olduğu için muayenede doktorumun ilk tepkisi “şimdiye kadar karşılaştığı en zorlu vaka” olduğum yönündeydi (her ameliyatımda olduğu gibi). Kendisi benimle son derece açık konuşarak, beni yaşadığım sıkıntılardan kurtarabileceğini ancak estetiksel anlamda çok fazla beklentimin olmaması gerektiğini söyledi. İşin aslını söylemek gerekirse, benim de zaten yaşadığım eziyetten ötürü estetik görüntü tarafını düşünebilecek lüksüm yoktu fakat 20 yaşında olunca ister istemez bu konu da aklınıza takılıyor. Daha sonrasında Sühan hocam beni bir defa daha muayeneye çağırdı. Bu kez üniversitede, Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Seyhan Çenetoğlu’nun ve asistanların fikirleri de alındı ve daha olumlu bir sonuç öngörüldü. Ameliyat tarihi belirlendi ve ben de tüm olasılıkları göze alarak ameliyata girdim.

Ameliyat gününden iki gün önce, 19 Nisan’da Ankara’ya gidip hastaneye yatışımı gerçekleştirdim. İki gün boyunca çeşitli tetkikler yapıldı ve 21 Nisan sabahı ameliyata alındım. Her ne kadar operasyon yaklaşık 7 saat sürse de -bu bir redüksiyon mamoplasti ameliyatı için bayağı uzun bir süre- ameliyatım sorunsuz geçmiş, tâ ki son dakikalara kadar. Daha öncesinde bana normal şartlarda yoğun bakıma alınmayacağım söylenmişti. Yani ben odamda uyanacağımı düşünüyordum, ancak gözlerimi açtığımda kendimi yoğun bakım ünitesinde buldum. Tabii olanları öğrenmem fazla uzun sürmedi. Söylediğim gibi sorunsuz geçen bir ameliyatın ardından, Plastik Cerrahi’nin işi bittiğinde, Anestezi ekibi beni uyandırmak üzere hazırlıyormuş. Bu sırada verilen bir maddeye karşı alerjik reaksiyon göstermişim. Bunun sonucunda gelişen anaflaktik şok (anaflaksi) ile hayatî değerlerim tehlikeye girmiş. Neyse ki ekipteki Anestezi uzmanımız Sayın Doç. Dr. Nurdan Bedirli’nin acil müdahalesi sayesinde değerlerimi hemen geri döndürmeyi başarmışlar. Bu nedenle ilacın etkisi geçene kadar tedbir amacıyla bir geceliğine yoğun bakıma alınmışım. Kaldığım sürede benimle her anlamda muhteşem ilgilenen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi personeline ve özellikle gece boyunca yanımda olan, ilgisini ve sabrını benden esirgemeyen Banu Hemşire’ye teşekkür ediyorum. Geçirdiğim ameliyatlar sonrası birçok kez yoğun bakımda kalmama rağmen, şu ana dek hiçbir yerde hastalara bu derece özen gösterildiğine şahit olmamıştım. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Ertesi gün odama çıktığımda kendimi çok daha iyi hissediyordum. Çok şükür ki bu ameliyatımda, diğer ameliyatlarımla karşılaştırıldığında oldukça çabuk toparlandım. O gün yatağımda oturduğumda gördüm ki, ödemleri ve morlukları göz ardı edersek, hem sağlık hem de estetik açısından göğüslerim tam olmasını istediğim gibi olmuştu ve koltuk altındaki polimastiden de tamamen kurtulmuştum. Mutluluğumu ve rahatlama hissini tarif edemem.

Hastanede kaldığım 11 gün boyunca en çok canımı yakan şey drenaj tüpleri oldu. 5 adet vardı ve teker teker çıkarıldılar. Ameliyatım ters T tekniği ile yapıldı. Kesiler büyüktü ancak fazla ağrı yaşamadım. Zaten ilk 3-4 günden sonra ağrı kesici almadım. Koltuk altındaki dokunun tamamı ise Z-plasti tekniği ile çıkarıldı. Hareketli bir bölge olduğu için ameliyatın ardından 15-20 gün boyunca -özellikle ayağa kalkıp otururken- beni inanılmaz zorladı. Dikişlerim ise “vücutla bütünleşen ip”le atılmıştı, yani estetik dikişlerdi ve alınmadılar. Ve yapılan tek kısıtlama ise, yaklaşık 4 hafta boyunca yüzüstü dönmemem ve kollarımı fazla zorlamamamdı.

Şu an ise yeni görüntümden gayet memnunum. 110 beden / F cup ölçüsünden 95 beden / B cup ölçüsüne düştüm ve toplamda 1 kilo 800 gram ağırlıktan kurtuldum. Benim için muazzam bir olay. İstediğim her şeyi giyebiliyorum. Saklanmak zorunda hissetmiyorum ya da acı çekmiyorum. Artık omuzlarım sütyen askılarından yara olmuyor. Kendimi çok daha sağlıklı, güzel, özgüvenli ve en önemlisi mutlu hissediyorum.

Son olarak bu sürece katkısı olan herkese teşekkür etmek istiyorum. İlk başta, ameliyatımı büyük bir başarıyla sonuçlandırmış olan ve beni feci bir durumdan hayal ettiğim görüntüye kavuşturan değerli doktorum Sayın Prof. Dr. Sühan Ayhan’a ve ekibinde yer alan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi EPRC asistanları: Başasistan Dr. Alperen Tekin, Dr. Ahsen Öncü, Dr. Erkan Bey ve Dr. Ali Bey’e çok teşekkür ediyorum. Kendileri hastaneye girişimden çıkışıma kadar her an konforumu sağlamak için uğraştılar, sağolsunlar bir dediğimi ikiletmediler. Ameliyatımın bitiminde yaşadığım, sonuçlarını düşünmek bile istemediğim anaflaksi esnasında soğukkanlılığını koruyan, hızlı müdahalesi ve profesyonelliği ile hayatımı kurtaran Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Sayın Doç. Dr. Nurdan Bedirli’ye ve asistanı Dr. Esma Arık’a teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca hem muayenelerim esnasında hem de hastanede kaldığım süre boyunca ne benden ne ailemden ilgisini eksik etmeyen, yoğun iş temposuna rağmen her gün bana vakit ayıran Sevgili Fizyoterapistim Ceyda Avtepe’ye teşekkür ediyorum. Kendisi Gazi Üniversitesi’ni tercih etme nedenlerimden biridir.

Ve… Elbette en çok da aileme teşekkür ediyorum. Annem ve babam her saniye yanımda olmasaydı, ablam benimle Ankara’ya koşup gelmeseydi bütün bunları gerçekleştirmem mümkün değildi.

Zaman ayırdığınız ve okuduğunuz için teşekkürler.

Sevgilerimle,

Rumeysa Gelgi

21 Ekim 2017 tarihinde Rumeysa Gelgi tarafından yayımlandı.